2255- Zillet ile İslâm yanyana gelemeyecek iki kavramdır...
2256- Ticareti helâl kazanma yolu olarak sunan Allah faizi şiddetle reddediyor... Allah infaklar üzerinden artacak mallara müjde vermekte, zenginliğe giden yolun Allah yolunda harcamaktan geçtiğini idrak edemeyen insaniyet, birikimcilik ile zengin olma yolunu seçmekte. Zira hem realist zeka, hem kapitalist akılsız akıl doğru olarak bunu sunmakta. Müslümanlarda Allah´a imanı öncelemek ve faizi terkedip infağa yönelmek, helal ticaretler geliştirmek yerine sisteme iman etmeyi ve sistemsel zekaların birikimci zenginlik vaadini tercih ediyor, sonuçta da kaçınılmaz son olan fakirlik bizi terketmiyor...
2257- Göklere hapsolunmak istenen ve hayata müdahil olmaması istenen Allah. Göklere hapsolunmak istenen ve hayata müdahil olmaması istenen Kur´an, ya kabire, ya uzlete, ya hırkaya, kıl tapıcılığına, zavallılığa, hapsolunmak ve hayata müdahâleden diskalifiye edilmek istenen Resul! Bu ümmeti kalbinden vurmak isteyenler işte tam olarak bunu istiyorlar...
2258- Küresel emperyalizmin sömürü düzeninin ekonomik kanadını temsil eden banka denen daireler adeta kocaman kocaman halkları esir almakta, gelir gider denetimini tamamen elinde tutmakta ve maalesef ümmet bankadan faizli icazet almadan tuvalete dâhi gidemeyecek kadar köleleştirilmiş durumda. Özde bütün evreni köleleştirmek isteyen faiz baronları temeldede ümmet-i işte böyle kontrol altında tutmakta, uzayan kredi kartları mağduriyetleriyle tek tek sivil cinayetler işlemeye devam etmekte...
2259- Dünya ticaretini elinde bulunduran satanist yahudiler ve ümmet üzerinde ki terörü, masaya yatması gereken en temel konu ekonomik yenilgiler sonucu ve terkettiğimiz adil ticaret şuuru sonucu boşluğu dolduran satanizmi ve emperyalizmi doğru okuyabilmek. Ziraat konusu öncelikle gıda sektörü, üzerindeki ümmet'in satanizme mağlubiyyeti üzerinden okunmalı. Hep söyledim yine söyleyeceğim dilde tekbiri eksik olmayan ama mutfakta domuzu, gdo, emulgatör, gen teknik, eksik olmayan bir ümmet haline geldik maalesef, bu domuzlu mutfaklar bu gün yüzde yüz bir başarı sağladı ve maalesef her müslüman en az bir kere 21. asırda domuzu bir şekilde tüketti. Bu acziyyet üzere olan ümmet bu hale gelirken ziraatte ki, üstün aklını terketmesi yatmaktaydı yine temelde, domuzu yemek meselesinden ziyade esas mesele dostlar bu ümmet'in bir izzetinin, onurunun olduğunu unutmamaktır...
2260- Ve gercekte öz servetine dokunmadan, mäli durumunu hic aksatmadan zar zor biraz harcayan veya harcar gibi görünen ve servetini sert kayalar gibi ayak diretip sadece kendisine saklayan, paylaşma bilinci olmayan egoistleri, cimrileri, infak etmeyerek, sälat etmeyerek, sadaka, zekat vermeyerek maddeye tapanları gördün mü? Necm-34
2261- Allah Resul'ünün mücadele ettiği dünyadan el etek çekme girişimi, bu gün namussuz zihniyetlerce takva olarak, züh olarak, ihlas olarak halka din diye yutturulmakta. Ümmet'in hem dünyevi hem de uhrevi hayatına bu tekerrürlü tarihi hatalarla darbeler vurulmakta maalesef... Ahiretin güzide tarlası, bahcesi olarak görmemiz gereken dünya, sanki şeytan eviymiş gibi bir muamele görmekte, uhrevileşeceğim derken daha büyük bir dünyevileşme ve vehn hareketleri doğurmakta. Özgürlük ve uhrevileşme yerini kölelik ve dünyevileşme ye terketmekte... Meydanlar azad edilmeyi bekleyen köle müslümanlarla doluyken, uhrevi azadiyetlerin rüyalarını biriktirmek ne kadar garip...
2262- Kendi kendilerine din uyduranlar yemeyeceksin, içmeyeceksin, tüketmeyeceksin gibi hem kendi nefislerine hem de kendilerini takip eden nesillerin nefislerine zulmeden zalimlerdir... Geleneksel mistik, tasavvufik sistemler adeta diyet müslümanlığını savundular. Süreklilik arzeden hiç bir diyetin insan bünyesine faidesi yoktur. Tüketmeyeceksin diyen böyle çakma dinlere, harcayacaksın der islam. Tüketim çılgını olacaksın diyen çakma kapitalizm dinine de asla israf etmeyeceksin der islam. Kim ne uyduruyor ise uydursun hiç bir güç orjinal islami doğrulara galib gelecek değildir...
2263- Kalıcı olan ahirette ki bir kıl, ölümlü olan dünyadaki koyundan sahibine daha nurlu ve hayırlıdır. Fakat dünyaya savaş açmak gibi yobaz fikirler geliştirenler maalesef Allah´a ve Resule savaş açmakta olduklarının hiç farkında bile değillerdir! Resulullah'ın dünya algısı çok yönlüydü... Dünya ve ahiret kıyaslanırsa, Peygamber s.a.v ölü bir koyunun yanından geçerken, gördüğünüz şu koyun ölüsünün, sahibi nezdinde bir kıymeti var mı? diye sorunca, oradakiler, "kıymeti olmadığı için onu buraya attı" dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu dünya bu koyunun sahibi yanında olan kıymetinden ziyade Allah katında daha değerli değildir. Eğer dünyanın Allah katında sivrisinek kanadı kadar bir kıymeti olsaydı? Allah c.c ondan kafire bir yudum su içirmezdi." (Tirmizi, Zühd:13; ibn Mâce, Zühd:13) Bu hadiste Resulullah sav dünyaya dair değersizlik, gereksizlik gibi bir atfetmede bulunmuyor. Burada ahiretin sonsuzluğuna binaen dünya hayatının gelip geçiciliğine dikkat çekiyor ve ölümlü olan dünyanın, ölümsüzlük diyari olan ahirete yenikliğinden bahsediyor. Velev ki bir sinek kadar yahut bir sineğin kanadı kadar dahi olsa ölümsüzlük diyarındaki bir an, ölümlü ve fani olan milyar kilometre büyüklüğünde dünyalara galiptir hayatta diyordu Allah'ın Resul'ü... Şimdi bu cihetten bakarsak, Resul iman edenleri "Hayata hayat verici meselelerde davet ediyordu." Zira Dünya Allah´ın bir sanat eseridir. O´nun "Muktedir, Bedî, Kebîr, Alîm, Semî, Basîr" gibi isimlerini bize anla tan, tefekkür ettiren bir sistemdir. Dünya ahirete yürüdüğümüz bir tohum ekme tarlasıdır. Ona salih amelleri, iyilikleri, güzellikleri ekeceğimiz bir tarla, cennete götürücü bir cennet yolu gibi bakabileceğimiz gibi, cehenneme götürücü bir mayın tarlası, olarakda muamele edip bakabiliriz. Kim ahiretinde neyi diliyorsa, dünyada ekeceği tohumdada bunu dilemektedir aslen... Resul'ü doğru okuyamamak, Resul'ü Kur´an´la anlayamamak, Resul'lerin yolunu mistisizme, panteizme kurban etmek iki dünyada da bedellidir, ama aynen Resül'ün dediği gibi, dünyada ki bedelleri ahiretteki bir sinek kanadı kadar yokken, ahiretteki bedeli dünyalardan büyüktür...
2264- Gıda sektöründe işine haram katana selam vermeyi zillet kabul eden birinci nesile son nesil, "helali ararsan aç kalırsın" diyen vurdumduymazlıkla yeni bir temsil ortaya koyduğunu zannediyordu... "Faiz ayaklarımın altında" diyen izzetli nesle bankalara, kredilere teslim olmuş köleler, bağımsızlık narasıyla cevap vermeye yelteniyordu...
2265- Allah Resül'ü en az okunan ama en çok konuşulan insanlardan birisidir tarihte... Aynen Kur´an´a yapılan muamele, hikmet dolu Resul'lerede tarih boyunca yapıla gelmiştir, Kur´an gibi Resul'ler de terkedilmişlerdir maalesef... Küresel medya, para, gıda, silah, sağlık, iletişim, uzay, yer üstü, yeraltı zenginlikleri gibi en temel sektörler, stratejik öneme sahip konumlar, zalimlerin tekeller ile idare olunurken, ve bir çok alanda olduğu gibi buralardada yenik ve fakir bir ümmet durumundayken bizler, Resul'ün ümmet-i olabildiğimizimi düşünüyoruz? Yoksa sizin Resul'ünüzün çizdiği ümmet portresi yenilgiyi kabul eden, cehalete kaçan, güçsüz, tedbirsiz, zavallı bir ümmet mi? Ekonomide Resul'lerini örnek almayacak, emperyalist bir kaç ucube aileye teslim olacak ve köleliğe & zillete talip olurken, aynı anda Resul'ün ümmet-i olmakla övüneceksiniz, öylemi? Ah musibet!
2266- Yeni dönemin zilletten uzak olduğunu iddia edenleri okuduğu Kur'an la davet ettiği islam dini adına verdiği konferanslarda, kabre gömdüğü müslümana bile defin ücreti alırken, ilk dönemin iman edenleri bu uygulamalara lânet okuyordu ve "biz ücretimizi sadece Allah´tan isteriz", diyorlardı... "Kadınlar bize Allah´tan bir emanettir" diyen o ilk nesillerin izzetini, yeni dönemin sözde zilletten uzak olanları, onlar "kaburgadan gelme adilerdir, arada bir dövmekte gerek" diye tarif etmeye yelteniyor vede zilletli halin izzetli çorba tarifini sunuyorlardı asra...
2267- Ey zelil insan. Allah Resul'ünü doğru okuduğumuz gün, dünyaya dâir hiç bir endişesi olmayan ahireti dâima en merkeze alan, dünyada en emin şartlara haiz üstün insanlar, olduğumuz gündür, ümmet ve insaniyet olarak mü'minlerin, iman edenlerin üstünlüğünü ancak hainler reddedebilir.
2268- Resul'lerini anlamamakta inat eden insanlar bin kere dahi geçse bin birinci defa aynı delikten geçmekten usanmayacak, yorulmayacak bir kimya üzerinde sabitlenmiş...
2269- Zilletin izzet, izzetin zillet diye sunumu yapılan bir dünyadayız vesselam...
Taat/İTAAT dolu İSYAN'larla & Hayır/LA kalınız!
Neue Welt
|