Allah dedik...
-İman ettiğimiz Allah, savaşta savaşmayı öğreten Allah: Sulh anında sulhu öğreten Allah’tır! Sulh mevsiminde sulhu savaşa çevirenlere yine iman ettiğimiz Allah ilgili ayetlerde yeryüzünün bozguncu takımı der. Allah barış üzre olanlara barışı getirmemizi emreden Rabb´dir. Aksi halde ise, Allah´a ve Resulün bildirdiği yola savaş açanlarla, hainlik yaparak akitlerini terk eden ve sulhu korumayanlarla elbetteki sürecek bir mücadelemiz var demektir. Allah kendisine tevekkül eden kullara destek verici olarak da daima yeter. Allah buyurdu ki:
‘Onlar barışa yanaşacak olursa sen de yanaş ve Allah'a tevekkül et. Şüphesiz O her şeyi işitir, her şeyi bilir.’ ( 8 . 61 )
‘Eğer seni aldatmak isterlerse; muhakkak ki Allah, sana yeter. Seni ve mü'minleri yardımıyla destekleyen O'dur.’ ( 8 . 62)
-İman ettiğimiz Allah, Mü´minlerin kalplerini birbirine ısındırıp, kardeşliğin katından desteklendiğini müjdeleyen ve kalplerimizde de hükümran olan Rabb´dir! Buradaki en büyük tehlike ise eğer müminlerin birbirlerine olan sevgi duygusu kaybolmuşsa kalbimizden düşen, kaybolan ayetlerimiz var demektir. Ne dersiniz? Allah ve Resulünün hikmetli yolundan kendini azledip, tefrikalara sapanlardaki kalplerde böyle büyük bir ayetin eksikliğini yazmaya gerek var mı? Birbirlerinin dertleriyle dertlenmeyi terk eden bir toplumda böyle bir ayetin kalplerdeki varlığını iddia edebilecek yüreğe haiz miyiz? Allah kalplerimizi vahyin bu cihetinden mahrum etmesin duasıyla. Çok cümle kurulabilecek ayetsizliğimize, bir cümlelik mazeretimiz olsun ümidiyle. Allahumme Amiin. Allah buyurdu ki:
‘Müminlerin kalplerini birbirlerine O ısındırdı. Yoksa yeryüzünde ne varsa sen hepsini harcasaydın yine de onların kalplerini (böylesine) ısındıramazdın. Lâkin Allah, kalplerini kaynaştırdı. Muhakkak ki, O azizdir, hakimdir.’ ( 8 . 63 )
-İman ettiğimiz Allah, tabii olunacak yolun Nebi’nin yani Hz. Muhammed’in ( selam ona ) yolu olduğunu ve bu yolun yolcularına Allah’ın kafi olduğunu bildiren Rabb’dir! Tersten okuma yaparsak eğer: Allah Nebi´nin yolunu terk edenlere, Nebi´nin örnekliğini yok sayanlara, kendilerine uyduruk mehdiler, nebiler, resuller, halifeler ihdas edenlere asla ve kat´a kafii değildir! Bu insanlardaki bu kifayetsizlik o kadar büyüyecektir ki zamanla, yüzlerce zavallı kuldan oluşan silsileler kuracaklardır, kurdular, kurmaktalar ve yinede Allah onlara kafii gelmeyecektir. Cehennem ise kifayetsizliklerinin kafii’lik sınırı olarak elbetteki bunlara da mutlak kafii gelicidir. Aklettiğini zanneden akıl yularının bağını kaparmış, Nebi’nin yolunu terk etmiş deli danalara da bu vesile ile istikamet yolunu yeniden hatırlatmış olalım. Eğer iman ediyorlarsa, şüphesiz ki nasihat iman edenlere faide vericidir. Üsluptan dem vuranlara da ‘yiğidin yoğurdu yemesi’ demeden geçmeyelim. Allah buyurdu ki:
‘Ey Nebi! Allah, Sana ve iman edenlerden: Sana tâbi olanlara yeter!’ ( 8 . 64)
Neue WELT
|