|
||||||||
A'dan Z'ye Tasavvuf Gerçeği 137.Bölüm | ||||||||
|
||||||||
UYDURULAN İSLAM Haberi | ||||||||
![]() |
||||||||
HİCRİ 7. YÜZYILDA TASAVVUF Mr. MEVLANA ALLAH DOSTU MU-ŞEYTAN DOSTU MU TANIYALIM! Mr. MEVLANA CELALEDDİN RUMİ´NİN SAPIKLIĞINA 114.ÖRNEK Hazret-i Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr'inde Şems'le başlamış olan bu macerasını şu şekilde anlatır: "Şems Mevlânâ'ya: «-Âlimsin, başsın, rehbersin; saltanat sahibisin!..» dedi." Mevlânâ da O'na: «-Bundan sonra zahir âlemin âlimi değilim; başı değilim; rehberi değilim.. Senin yaktığın meş'alenin aydınlattığı akıl üstü bir âlemde fakir ve garip bir seyyahım!..» dedi." Şems tekrar: «-Sende hâlâ akıl var! Bu sebeple dîvâne olamadığın için bu evin mahremi değilsin!..» dedi." Mevlânâ da: «- bundan sonra aklıma gönlümle örtü örttüm.. Divane oldum. Himmetinle artık bu alemin mahremiyim... dedi. Şems yine: «-Sende hesap var!. Sekr hâlinde değilsin! Bu âlemin dışındasın!.. Bu âlemi aydınlatan akıl değil, aşktır. Önünü göremiyorsun! » dedi." "Mevlânâ Şems'e: «-Bundan sonra himmetinle baştanbaşa ateş kesildim. Her yanımı aşk ve sekr kapladı!..» dedi." "Şems bu sefer: «-Sen bir cemâatin meş'alesisin! Yerin yükseklerde!..» dedi." "Mevlânâ ise: «-Bundan sonra artık o meş'alem söndü. Gözümde onların, Mayıs böceklerinin yanıp sönen parıltısından bir farkı yok!. Artık başka meş'alelerin aydınlığında yürüyorum!» cevabını verdi." "Şems: «-Sen ölü değilsin; Sen zahirî diriliğini muhafaza ediyorsun! Bu kapıdan öteye böyle geçilmezi Fâni varlığını, bütün ihtişam ve debdebesiyle terk etmen gerekir..» dedi." "Mevlânâ: «-O eskidendi!. Seni tanıdıktan sonra insanların bildiği mânâda diri değilim. Başka bir dirilikle buluşarak öldüm!..» dedi." "Şems O'na: «-Hâlâ nefsânî istinadların var! Makamın mansıbın bakî! Bunlardan kurtul!» dedi." "Mevlânâ da: «-Bundan böyle Sen'in beni çekip götürdüğün ledün ale"minde mevki ve mansıp aramaktayım… Evvelki varlığıma ait her şeyi terk ettim; onları aştım!..» dedi." "Şems: «-Kolun kanadın var! Ben sana kol kanat veremem!.» dedi." "Mevlânâ: «-Bundan sonra Senin kolun kanadın olmak için, kolumu ve kanadımı kırdım...» dedi." Şems de, bu ikrar karşısında vazifesinin bittiğine kanaat getirip O'na ilâhî tecellîler ile dolu ebediyyet ufuklarında yanması için bir kanat taktı... Çünkü O'nu vuslatın hovardalığından büyük bir firkate düşürerek hasretin bereketli ikliminde yalnız başına bırakmıştı. Mr. MEVLANA CELALEDDİN RUMİ´NİN SAPIKLIĞINA 115.ÖRNEK Hazret-i Mevlânâ'yı sırf aklın aydınlattığı zahir ilmin hududuna getirip dayar.Bu noktada kalarak suâle cevap vermek mümkün değildir.Şems, hâl silahıyla O'nu bu noktadan ileriye iter.İlerisi uçsuz bucaksız bir "ledün âlemi"dir. _____________________________________- Durum böyle çakma tasavvuf dininde… Kanadı takan Sadece Üsküdarı değil, gökleri geçme vehminde. Şeytan dostu MevlaHAna konusunda 115 örnek verdim. Daha yüzlerce örnek vermek mümkün. Zira itikat sakat!. Doğru zannedilen yüzlerce hata… Ve bu hatalara din diye iman eden milyonlarca sürüler topluluğu...Mr. Mevlana’dan örnekleri burada keserek, Mr. Mevlana’da ki bu sakat itikada dair 115 örnek sunduktan sonra, belgelerimiz eşliğinde değerlendirme yapmak istiyorum bir kaç bölüm. Sonra Mr. Mevlana dosyasını itikadı durumunu felsefesini çöpe atarak, 7.hicri yy. dan günümüze doğru "varsa nefes" yürüyüşümüzü sürdüreceğiz inşaAllah muvahhit kardeşlerim.. Gayretler bizden, tüm başarılar sadece Allah´tandır. Neue Welt
|
||||||||
|
||||||||
| ||||||||
Etiketler: A'dan, Z'ye, Tasavvuf, Gerçeği, 137.Bölüm, |
|